Kişisel Gelişim

Kirpilerin Ders Veren Öyküsü: Isıtacak Kadar Yakın, Acıtmayacak Kadar Uzak

Eski zamanlarda, dondurucu bir kış mevsimi bastırmış. Kar yerden kalkmaz, rüzgâr insaf bilmezmiş. Bütün hayvanlar bu sert kışın acısını hissetmiş, ama en çok etkilenenler kirpiler olmuş.

Diğer hayvanlar gibi kalın bir postları yokmuş. Sıcak tutacak tüylerin yerine, yalnızca dikenleri vardı. O dikenler, bir yandan onlara hayatta kalmaları için savunma sağlarken, diğer yandan soğuğa karşı büyük bir çaresizlik yaratıyormuş.

Öyle bir kış ki, gece olup hava iyice buz kestiğinde, kirpiler donarak hayatlarını kaybetmeye başlamış. Bu felaketten kurtulmak için, nihayet kirpiler bir araya gelip bir meclis kurmuşlar.

Uzun tartışmalar, yorgun nefesler ve soğukta titreyen sözlerin ardından çareyi bulmuşlar: Gece olunca tüm kirpiler bir araya toplanacak, birbirlerine sokularak sıcaklıklarını paylaşacaklarmış. Bu öyle bir buluşmuş ki, birbirlerinin yakınlığından faydalanarak donmaktan kurtulacaklarına inanıyorlarmış.

O gece, kararı uygulamışlar. Kirpiler birbirlerine sımsıkı sarılmış, vücutlarından gelen ısı, buz gibi havayı delip geçmiş. Donmaktan kurtulmuşları kurtulmuşlar ama bu kez farklı bir acıyla tanışmışlar: dikenlerin yarattığı acılar. Her bir kirpinin sivri dikenleri, yanındakinin derisini delmiş, canları yanmış, çığlıklar buz gibi gecenin sessizliğine karışmış.

Bir sonraki gece, bu acıyı hatırlayan kirpiler korkuyla birbirlerinden uzak durmaya başlamış. Fakat bu kez de soğuk öyle şiddetli sarmış ki etraflarını, pek çoğu donarak hayatını kaybetmiş.

Ama kirpiler pes etmemiş. Her gece deneye yanıla bir çözüm aramışlar. Öğrenmişler ki, hayatta kalmanın sırrı ne tamamen uzak olmakta ne de acıya katlanacak kadar yakın durmaktadır. Soğuğa karşı sıcak tutacak kadar yakın, birbirlerini incitmeyecek kadar uzak durmayı başarmışlar sonunda.

O günden sonra kirpiler, soğuğun pençesine karşı hayatta kalmış ve doğanın dengesiyle birlikte yaşamaya devam etmişler.

Biz insanların da dikenleri var aslında. Kimini koruyan, kimini yaralayan; kimseyi yaklaştırmayan dikenlerimiz. Hayata karşı kurduğumuſ filtrelerimiz… Bu filtreler bazen bizi korur, ama bazen de yalnızlığa mahkûm eder.

Oysa hayatta kalmak, paylaşmakla mümkündür. Paylaşmanın yolu ise, ne kimseyi incitecek kadar yakın ne de soğukta üşüyecek kadar uzak durmaktan geçer.

Zehra Kahraman

Zehra Kahraman

Hikayeci Hakkında

Zehra Kahraman, başarılı bir hikaye anlatıcısıdır. Zehra, aynı zamanda genç gazetecilere mentorluk yapmakta ve dijital medyanın gelişimine katkı sağlamaktadır.

Yorum yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bunları da beğenebilirsin

Kişisel Gelişim

Öğrenilmiş Çaresizlik: Bir İpe Bağlı Hayatlar

Bir vahşi yaşam parkında keşfedilen bir hikaye, hem fiziksel hem de zihinsel sınırların gücünü gözler önüne seriyor.
Kişisel Gelişim

Vazgeçmeyen Küçük Kahraman: Sincabın Çukurdan Çıkış Hikayesi

Bir grup sincap, sonbaharın serin bir gününde ormanda gezinirken, gruptan ikisi ansızın önlerine çıkan geniş bir çukura düştüler.