Mevlana’dan Dostluk Üzerine Muhteşem Ders!

Mevlana bir gün, talebesiyle birlikte sohbet etmek için davet edildiği bir evden ayrılarak dergaha doğru yola koyuldu. Akşam üzeriydi; güneş, gökyüzünü kızıla boyayarak yavaşça ufukta kaybolurken, etrafı tatlı bir sessizlik kaplamıştı.
Mevlana’nın öğrencisi, sohbet sırasında dostluk ve paylaşmanın öneminden o kadar etkilenmişti ki, bu konu üzerine düşüncelere dalmıştı. Tam bu sırada yol kenarında iki köpeğin, yan yana huzurla uyuduğunu fark etti.
“Efendim,” dedi öğrenci heyecanla, “şu köpeklerin huzuruna bakın! Birbirlerine nasıl da güveniyorlar. Gerçek dostluk tam olarak böyle bir şey değil mi?”
Mevlana hafifçe durdu, öğrencisine döndü ve sakin bir tebessümle cevap verdi:
“Evladım, görünüş aldatıcıdır. Dostluklar, huzur zamanlarında değil, ihtiyaçlar ve menfaatler ortaya çıktığında anlaşılır.”
Öğrenci şaşkınlıkla Mevlana’ya baktı. Mevlana devam etti:
“İstersen, onların önüne bir parça kemik at da, dostluklarının ne kadar gerçek olduğunu gör. İşte dostluk da böyledir; menfaat yokken herkes dosttur. Önemli olan, çıkarların ve ihtiyaçların çatıştığı anlarda hâlâ birbirine güvenip paylaşabilmektir.”
Öğrenci, hocasının sözlerinden büyük bir ders alarak düşüncelere daldı. Güneş iyice batarken, Mevlana ve öğrencisi yol boyunca sessizce ilerleyerek, dostluk ve güven üzerine derin düşüncelerle dergaha doğru yollarına devam ettiler.