Bir Esirin Dört Umudu: Korsanın Papağanıyla Yapılan Çılgın Anlaşma

Bir korsan, iki esirine ölüm cezası vermişti. Geminin güvertesinde sonlarını bekleyen esirlerden yaşlı olanı, aniden korsana dönüp ilginç bir teklifte bulundu. “Eğer hayatımı bağışlarsanız,” dedi, “bir yıl içinde papağanınıza denizin derinliklerinden inci çıkarmayı öğretebilirim.” Korsan şaşırdı, dudaklarında belli belirsiz bir gülümseme belirdi. Denizin dibinden parlayan inciler çıkaran bir papağan fikri, ona o kadar çılgınca ama bir o kadar da büyüleyici geldi ki teklifi kabul etmeye karar verdi.
Korsan o an hayalinde papağanının, diğer korsanlar arasında büyük bir gurur ve gösterişle, denizden çıkardığı değerli incilerin papağanın ağzında olduğunu canlandırdı. Bu düşünce onu öylesine büyülemişti ki, mahkûmu bağışlamaktan kendini alamadı. Ancak diğer esir, arkadaşının gözlerine endişe dolu bir bakış fırlattı. Sonunda dayanamayıp sordu: “Bunu yapamayacağını biliyorsun. Neden böyle çılgınca bir söz verdin? Sadece kaçınılmaz olanı geciktiriyorsun, bunu sen de biliyorsun.”
İlk esir, yüzünde dingin bir gülümsemeyle cevap verdi: “Belki,” dedi, “ama kendime dört umut veriyorum.”
Arkadaşı merakla ona bakarken devam etti: “İlk ihtimal, belki bu korsan ölebilir. Korsanlar uzun yaşamaz; ya savaşa gider, ya da bir düşmanla çatışmada ölür. Eğer korsan ölürse, ben de özgür kalırım.”
“Ya da,” diye sürdürdü, “belki ben ölebilirim. Öyle ya, ölüm bazen kaçınılmazdır; ama en azından kendi kendime yaşamak için biraz zaman kazanmış olurum.”
“Üçüncü ihtimal,” dedi derin bir nefes alarak, “papağan ölebilir. Kim bilir, belki yaşlanır ya da başka bir talihsizlikle karşılaşır ve böylece verdiğim sözü tutmam gerekmez.”
Ve son ihtimali fısıldayarak dile getirdi: “Belki de papağan gerçekten denizin dibinden inci çıkarmayı öğrenir.”
Diğer esir hayretle ona bakarken, sözlerini şöyle tamamladı: “Bazen imkansız görünen şeyler, hayatta kalmak için bir umuda dönüşür. Ne kadar zayıf, ne kadar hayal gibi görünse de… Umut etmek bile bir şanstır.”