Baba, Oğul ve Kedi

Baba, verandadaki eski ahşap sandalyede oturuyordu. Gözleri, bahçedeki çiçeklerin renkleri arasında kaybolmuştu. Oğlu ise elinde telefonuyla bir köşede oturuyordu, ara sıra ekrana dokunuyor, başka bir dünyadaymış gibi görünüyordu.
Baba aniden başını kaldırdı ve bir şey gördü. Gözleri parladı.
“Oğlum,” dedi, “şu ne?”
Oğlu kafasını kaldırmadan cevap verdi:
“Bu bir kedi, baba.”
Bir an sessizlik oldu. Baba yeniden sordu:
“Peki bu ne?”
Oğlu biraz sinirlenerek kafasını kaldırdı:
“Dedim ya baba, bu bir kedi.”
Baba tekrar sordu:
“Bu ne oğlum?”
Oğlu bu sefer iyice kızmıştı. Telefonunu masaya bırakarak yüksek bir sesle cevap verdi:
“Baba, kaç defa söyleyeceğim? Bu bir kedi!”
Baba hafifçe gülümsedi ve sandalyeden kalktı. İçeri gidip eski bir defterle geri döndü. Sayfaları karıştırdı, belli ki o anı arıyordu. Sonunda buldu. Defteri oğluna uzattı.
“Al oğlum, şurayı bir oku,” dedi.
Oğlu merakla deftere baktı. Sararmış sayfaların arasında yazılı olan tarih dikkatini çekti. 25 yıl öncesine aitti. Yazıyı okumaya başladı:
25 YIL ÖNCE
Bugün oğlum yanıma geldi. Bahçede oynuyorduk.
“Baba, bu ne?” diye sordu.
“Bu bir kedi, oğlum,” dedim.
Biraz düşündü, sonra yeniden sordu:
“Peki bu ne?”
“Bu bir kedi, yavrum,” dedim.
Bir süre daha geçti, tekrar sordu:
“Bu ne baba?”
Defalarca aynı soruyu sordu. Her seferinde gülümsedim ve sabırla cevap verdim:
“O bir kedi, yavrum.”
Sonunda yoruldu ve kucağıma oturdu. O an düşündüm, çocukluğun bu saf merakı ve tekrarı aslında sevginin bir ifadesiydi. Ona her cevabım, sevgimi göstermekti.
Oğlu defteri okurken başını yavaşça kaldırdı. Babasının gözlerine baktı.
“Baba…” dedi, kelimeler boğazında düğümlenmişti.
Baba gülümsedi. “Görüyorsun oğlum,” dedi. “Sen de bir zamanlar böyleydin. O zaman her sorunu sevgiyle cevapladım. Şimdi ben soruyorum, sadece sabrını değil, sevgini de görmek için.”
O an, oğul babasının gözlerindeki sevgiyi, sesindeki sabrı fark etti. Telefonunu masadan aldı, kapattı ve kenara koydu.
“Baba,” dedi, “o kedi hâlâ burada mı?”
Baba, verandadaki kediyi işaret etti. Oğul yerinden kalktı, kediyi kucağına aldı. Baba ve oğul, kediyi sevdikçe yılların arasındaki mesafe eriyip gitti.
Bu hikaye, sevgi ve sabrın zamanla değişmediğini gösterir. Bazen sorular değil, cevaplar önemlidir.